DİĞER
“Çantanın farklı gözlerinde bize sunulan, Musa Anter, Osman Kavala ile ilgili yazıları, toplumsal cinsiyet eşitliği ve cinsel yönelim ile ilgili yazıları, hatta Suzan Avcı üzerine kaleme aldığı 'Kötülüğün Sarışın Doğası' denemesi tam da tarihe bir not olarak düşülecek yazılardan.”
"Murathan Mungan kendi yalnızlık anlayışının çeşitlemeleriyle hazırlanmış bir derleme sunmuyor okurlarına. Tersine, bir kavramı tartışmaya açıyor. Erkek dünyasındaki yalnızlığa ilişkin çeşitli görüşleri, dönemlere göre değişen bakış açısını da karşılaştırabileceğimiz şekilde bir araya getiriyor."
"Hamam yazılı olmayan ama her müşterinin ezbere bildiği ve uymaya yeminli olduğu birtakım kuralları olan bir yerdir. Oraya giren herkes kıyafetleriyle birlikte toplumsal statülerini de çıkarmakta ve göbektaşının bulunduğu ana mekâna hem maddi hem manevi çıplak olarak girilmektedir."
Popüler olmanın işlevselliğinin farkındaydı hep Murathan Mungan. Fakat onun popülist tuzaklara düştüğünü hiç görmedik. Tüm kariyeri boyunca politik tavrını netlik ve açıklıkla ortaya koymaktan geri durmadı.
Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Yayıncılık Konferansı'na çok sayıda edebiyatçı, yayıncı, editör, çevirmen, tasarımcı, telif ajansı, kitapçı, dağıtımcı, kütüphaneci ve akademisyen katıldı
Şiddete meyilleri “dert” sahibi olma üzerinden romantize edilerek okunamayacak erkeklikler neden edebiyatta tekrar tekrar üretildi?
İnsanın imkânsızlığını ve Türkiye’deki edebiyatçıların her durumdaki vicdansızlığını miyop gözlerime rağmen çok rahat görebildim...
Kırk yıllık şiir serüveni boyunca olduğu gibi Murathan Mungan, Solak Defterler ve Aşk İçin Ne Yazdıysam kitaplarında da egemen cinsiyetçi söylemle mücadelesini devam ettiriyor...
Yas, tutulamayan. Ağıt, yakılamayan... Yaslarımızı tutup ağıtlarımızı yazarak, söyleyerek yakıp nasıl, ne zaman iyileşeceğiz? Bu rehinelik kaç vakte kadar sürecek?
Entelektüellerden bu kadar korktuklarına göre, entelektüel denilen kişinin gücünün hâlâ farkındadırlar demektir. Aynı şey kitapları yakmak / yasaklamak durumu için de geçerli...
Bugün Sur’da bombalar altında, gözleri oyulan, parmakları, kulakları kesilen, burunları kesilen insanların hikâyelerine de gözyaşları kalmış mıdır acaba? Bütün “her şeyi söyleyenler”e selam olsun...
Harita Metod Defteri’nin baskın fiili “hatırlamak”. Murathan Mungan, Paranın Cinleri’yle başladığı hatırlamayı burada, “affederek” ve daha etraflı hatırlayarak sürdürüyor...
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.
↑ Yukarı çık